- emniyet
- 阿́ is.1. 安全, 治安: \emniyet adaları 安全岛 kamu \emniyeti 社会治安 Polis emniyeti sağlar. 警察是负责治安的。2. 保险: Bu kilide emniyet olmaz. 这把锁不保险。3. 信任, 相信: Benim bu adama emniyetim var. 我信任此人。Hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı. 同乡们处于极大的信任与关爱接纳了我。4. 保险器, 保险装置, 保险锁, 安全装置, 保险丝, 安全阀 \emniyet faktörü 安全系数, 安全率 \emniyet kemeri (飞机、汽车乘客等用的)安全带5. 警察当局, 警察部门, 警察局, 公安局, 公安机关: \emniyet amiri 警察局长, 公安局长 \emniyet müdürü 警察局长, 公安局长 Emniyette işim var, oraya gidiyorum. 我要到警察局去, 有些事要办。6. 军́ 警戒: Emniyet kuvvetleri kol geziyor. 警戒分队正在巡逻。◇ \emniyet altına almak 保护, 保卫, 捍卫 \emniyet etmek 1) 信任, 相信: Hele emniyet ettiğim birkaç uyanık arkadaşla bulunduğum zaman bülbül gibi ötüyordum. 每当我同我所信任的几个活跃分子在一起时, 我就会说个没完没了。 2) 把…委托给, 托人照看; 委托某人做: Bu kopuğa mal emniyet edilir mi? 能把财物留给这个浪荡子照看吗?\emniyet vermek 使感到安全; 使信任, 使相信
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.